Oktanyum'un Deneysel Amatör Roketçilik Web Sitesi


Amatör Roketçilik


Latince ders kitaplarının birinci bölümü genellikle amare(sevmek) fiilinin çekimiyle başlar. Amo-amas-amat(severim-seversin-sever). Daha sonra diğer çekim ekleri öğrenilir: amor(sevgi), amatus(sevilen) ve amator(seven) anlamına gelir. Latince amator Fransızca “amateur” şeklinden Türkçeye amatör olup gelmiş yani “bir işi para için değil; sevdiği için, zevk için yapan kimse” anlamını kazanmıştır. Kelime anlamına dayanılarak amatör roketçiliğin boş zamanların değerlendirilmesinde insana doyum vereceği muhakkaktır. Bu doyum şekli, bir şeyler başarmak duygusunu yaşamak, yaratıcılık duygusunu tatmak, zaman geçirmek ve boş zamanını zevk alarak yaşamak şeklinde de kendini açığa vurmaktadır.

Ama bence üzerinde durulması gereken en önemli öğelerden biri de amatör roketçilikle uğraşanların ateş ve ateşli silahlara küçüklüğünden beri duyduğu ilgidir. Ortak olan nokta ise amatör roketçilerin çocukluklarından başlayarak mahalle bakkallarında bayramlarda satılan oyuncak füze ve maytaplarla oynayıp yeni yetmelik çağında bu araçlardan faydalanarak tasarım gerçekleştirdikleri ve kimya bilimiyle tanıştıklarında ise karabarut, nitrogliserin ve TNT yapma çabalarıdır. Benim zamanımdaki gibi bu sürecin değişmediğini, üstelik bu tür merak duygusunun bazı forumlardaki piroman (piromani hastası) adayları tarafından ateşli silahlar ve patlayıcı maddeler hakkında sağdan soldan duyduğu abuk sabuk bilgileri bir uzman edasıyla yaymalarını şaşkınlık ve tereddütle izliyorum. Şimdiye kadar verilen bu boş bilgiler yüzünden ciddi sayılabilecek bir kaza meydana gelmemiş olması sevindirici bir durumdur. Bu nedenle bu tür eğilimleri olan kişilerin amatör roketçiliğe yönelmelerini tavsiye ediyorum.

Amatör roketçilik, askeri alanda ve uzay yolculuğuna çıkacak profesyonel roketler haricindeki tüm roketçilik faaliyetleriyle ilgilenebilir. Aslında günümüzde bu alanda da kesin bir ayrım getirmek zor olmuş; devlet veya bir kurum haricindeki amatör roketçilikle uğraşan sivil kişilerin uzayın sınırı sayılan 100 kilometrelik irtifayı da geçip 124 kilometrelik bir yüksekliğe roket fırlatmaları bu alandaki yapılan çalışmaların ne dereceye geldiğinin bir ölçüsü olmuştur. Bu itibarla profesyonel roketçiliğin faaliyet alanına dahil olmayacak biçimdeki amatör roketçilik ana hatlarıyla aşağıdaki gibi bir sınıflamaya tabi tutulabilir:

  • Model Roketçilik (MR): Nar Model Roket Güvenlik Kurallarına uygun olarak A-G sınıfına kadar olan roket motorlarının kullanıldığı ve bu kurallar çerçevesinde yapılan roketçilik sınıfıdır.
  • Yüksek Güç Roketçiliği (YGR): Nar Yüksek Güç Roketçiliği Güvenlik Kurallarına uygun olarak H - O sınıfına kadar olan roket motorlarının kullanıldığı ve bu kurallar çerçevesinde yapılan roketçilik sınıfıdır. Ülkemizde şu anda bu faaliyet yapılmamaktadır.
  • Deneysel Roketçilik (DR): 1950’lere kadar ticari olarak herhangi bir şekilde roket motoru ve model roket kitleri imal edilmediğinden, bu işe merak saranlar imal ettikleri itici yakıtla kendi roket motorlarını tasarlıyorlardı. Günümüze kadar süregelen bu deneysel roketçilik çalışmaları, tasarımları olan roket motorlarını kullanarak kendilerinin yaptıkları model roketleri uçurmaya dayanmaktadır. Bu konuyu işleyen Ekim Düşü filmini izlediyseniz Homer Hickam ve arkadaşlarının yaptığı deneyler bu sınıfa girmektedir. Bugün roket motorlarının ticari olarak satışı olsa da bazı roketçiler tarafından motorlarda yeni yakıt formülasyonlarını denemek ve motorlara yeni özellikler(alev rengi değişikliği, egzoz efekti gibi) kazandırabilmek maksadıyla araştırmalar yapılabilmekte ve bu yeni tasarımların bazıları daha sonra motor üreticileri tarafından ticari olarak üretilebilmektedir. Bu anlamda amatör roketçilik alanındaki çalışmalarımı bu sınıfa sokuyor ve adına Deneysel Amatör Roketçilik (DAR) diyorum.

Yukarıdaki bu sınıflandırma şeklinin anlaşılırlığı bazen değişiklik gösterebilir. Örneğin ülkemizde model roketçilik denildiğinde akla sadece FAI uzay modelleri gelmektedir. Yarışmaya yönelik oldukları için doğal olarak  bir kurallar bütününe göre imal edilen bu roketlerde sınırlı bir tasarım ve motor sınıfının kullanımı gerektiğinden, ülkemizde model roketçiliğin gelişiminden pek söz edilememektedir. Bundan dolayı, bu alanda faaliyet gösteren roketçilerimizin yarışma modelleri dışında model roket tasarımlarını da gündeme getirmesi ülkemizdeki model roketçilik çalışmalarının geniş kitlelerce tanınmasında önemli bir rol oynayacaktır.


Son güncelleme 4 Ekim 2007

Ana Sayfa